Mustafa Kemal Atatürk’ün Öğretmenleri: Bir Kültürün Şekillenişinde Rol Oynayan Figürler Kültürlerin Çeşitliliğini Merak Eden Bir Antropoloğun Bakış Açısı Dünya üzerindeki her kültür, hem kendi tarihine hem de bireylerine etki eden farklı ritüeller, semboller ve topluluk yapılarıyla şekillenir. Bir halkın kimliği, bazen bireylerin yaşamlarına nasıl yön verildiğiyle, bazen de onları eğiten kişilerle bütünleşir. Eğitim, toplumsal yapıyı, değerleri ve gelenekleri sürdürmenin en önemli araçlarından biridir. İnsanların kimlikleri ve toplumlarındaki yerleri, büyük ölçüde onlara öğretenlerin katkılarıyla şekillenir. Peki, bir liderin kişiliği, vizyonu ve ulusal kimliği hangi öğretmenlerin ellerinde yoğrulur? Mustafa Kemal Atatürk, yalnızca bir devlet adamı değil, aynı zamanda toplumsal dönüşümün öncüsüydü. Ancak…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Kırım Hanı Soyu Devam Ediyor mu? Edebiyatın Gözünden Bir İnceleme Edebiyatın en büyüleyici tarafı, kelimelerin yalnızca bilgi aktarmakla kalmayıp, zamanın ötesine geçen bir anlatı yaratabilmesidir. Tarihin tozlu sayfalarında kalmış hanedanlar, şairlerin dizelerinde, romancıların karakterlerinde ve okuyucunun zihninde yeniden doğar. İşte bu yazıda, Kırım Hanı soyu devam ediyor mu? sorusunu yalnızca tarihsel bir merak olarak değil, aynı zamanda edebiyatın bakış açısından, semboller ve temalar üzerinden çözümlemeye çalışacağım. Kelimeler ve Soyların Ölümsüzlüğü Bir hanedanın son bulup bulmadığı sorusu, aslında yalnızca biyolojik devamlılıkla sınırlı değildir. Kelimeler, soyları yaşatır. Bir destanda, bir romanda, bir şiirde anılan han isimleri, nesillerin hayal gücünde yeniden kök salar.…
Yorum BırakGüle Güle Ne Zaman Kullanılır? Siyasal Güç, İktidar ve Toplumsal Veda Kültürü Üzerine Bir Analiz Bir siyaset bilimci olarak her zaman dikkatimi çeken şey, gündelik dilin aslında birer iktidar aracına dönüşebilmesidir. Kelimeler, yalnızca iletişimi değil, güç ilişkilerini de şekillendirir. “Güle güle” ifadesi, Türkçede masum bir veda sözü gibi görünür; oysa toplumsal ve siyasal açıdan derin anlam katmanlarına sahiptir. Birini uğurlarken söylenen bu söz, kimi zaman nezaket, kimi zaman ise sembolik bir “iktidar el değişimi” olarak karşımıza çıkar. “Güle Güle”: Nezaket Söyleminden İktidar Diline “Güle güle” kelimesi, TDK’ya göre birini uğurlarken söylenen iyi dilek ifadesidir. Ancak bu ifade, yalnızca duygusal bir…
Yorum BırakHangi Kanser Öldürmez? Umudun ve Mücadelenin Sessiz Hikâyesi Bir Hikâyeyle Başlayalım… Güneş yavaşça batarken, küçük bir kafede iki dost buluştu: Elif ve Kerem. Elif, her zaman insanlara umut aşılamayı seven, duygularıyla konuşan bir kadındı. Kerem ise çözüm odaklı, stratejik düşünen bir doktor. O gün masalarına konuk olan konu, birçok insanın adını bile duymaktan korktuğu bir kelimeydi: kanser. Elif sessizce kahvesini karıştırırken gözleri doldu. “Kerem,” dedi titreyen sesiyle, “Kanser kelimesini duyduğumda içim ürperiyor. Sanki bir ölüm hükmü gibi…” Kerem onun elini tuttu ve kararlı bir sesle cevap verdi: “Ama her kanser ölümle sonuçlanmaz, Elif. Bazıları, erken fark edildiğinde hayatla el ele…
Yorum BırakBatı Müziğinde Kantat Nedir? Geleceğe Yönelik Bir Sanat Yolculuğu Müziğin geleceği üzerine düşünmeyi seven biri olarak, bu yazıda sizlerle sadece tarihî bir terimi değil, aynı zamanda geleceğin sanat anlayışını şekillendirecek bir fikri konuşmak istiyorum. “Kantat” kavramı belki kulağınıza barok çağın tozlu salonlarından gelen bir melodi gibi gelebilir ama emin olun, bu form hâlâ geleceğe söyleyecek çok söze sahip. Gelin birlikte, geçmişin sesinden yola çıkarak geleceğin müziğini hayal edelim. Kantatın Temelleri: Sözle Bütünleşen Müzik Kantat, köken olarak İtalyanca “cantare” yani “şarkı söylemek” fiilinden gelir ve 17. yüzyıl Avrupa’sında doğmuştur. Başlangıçta dini temalarda yazılan vokal eserler olarak kiliselerde yer alırken zamanla seküler…
Yorum BırakGörele Rum mu? Ekonomik Tercihler, Kimlik ve Kaynakların Dönüşümü Üzerine Bir Analiz Bir ekonomist olarak, bazen bir kentin geçmişine bakarken, orada yalnızca tarihsel olayları değil; kaynakların nasıl dağıldığını, hangi tercihlerle kimliklerin şekillendiğini de görürüm. Kaynakların sınırlılığı yalnızca ekonomik bir kavram değildir; kültürel, demografik ve toplumsal kararların da özünü oluşturur. İnsan toplulukları, hangi kaynağı nasıl kullanacaklarına karar verirken aslında kim olduklarını da belirlerler. Bu açıdan “Görele Rum mu?” sorusu, yüzeyde etnik bir tartışma gibi görünse de, derinlerde bir ekonomik davranış biçimi ve toplumsal dönüşüm öyküsüdür. Tarihsel Kaynak Dağılımı ve Ekonomik Dinamikler Görele, Karadeniz’in kıyısında tarih boyunca stratejik bir yerleşim noktası olmuştur.…
Yorum BırakENFJ Nasıl Bir Karakter? Bilimin Işığında Karizmatik Bir Liderin Portresi İnsan davranışlarının ardındaki mekanizmayı anlamak hep ilgimi çekmiştir. Özellikle de birinin neden bu kadar motive edici, ilham verici ve duygusal olarak sezgisel olduğunu çözmek… Bugün seninle o karakteri konuşalım: ENFJ — yani dışadönük, sezgisel, duygusal ve yargılayıcı kişilik tipi. Bu yazıda, psikolojinin ve kişilik biliminin penceresinden ENFJ’yi inceleyeceğiz. Ancak korkma, karmaşık terimler yok; sadece insan doğasının inceliklerini keşfetmek için samimi bir sohbet. ENFJ Kimdir? “Empatik Lider”in Bilimsel Tanımı ENFJ tipi, Carl Jung’un psikolojik tip teorisinden türeyen Myers-Briggs sistemine göre “Protagonist” olarak adlandırılır. Bu kişilik tipi toplumun yaklaşık %2’sini oluşturur —…
Yorum BırakBacağın Arkasına Ne Denir? – Kültürel, Evrensel ve Yerel Bir Bakış Bazı sorular vardır, basit görünür ama ardında koca bir dünya gizlidir. “Bacağın arkasına ne denir?” sorusu da tam öyle. İlk bakışta yalnızca bir anatomi meselesi gibi görünse de, bu bölgeye verilen isimler, onun işlevi, hatta kültürlerdeki anlamı bile toplumların insan bedenine bakışını yansıtır. Ben de farklı dillerde, kültürlerde ve düşünme biçimlerinde bu “arka sahnenin” nasıl anlatıldığını merak eden biri olarak bu yazıyı kaleme alıyorum. Özet: Bacağın arka kısmı anatomide “hamstring bölgesi” olarak bilinir. Kas grupları (biceps femoris, semitendinosus, semimembranosus) uyluğun arka yüzeyini oluşturur ve yürüme, koşma, zıplama gibi hareketlerde…
Yorum BırakKalibre Neyi İfade Eder? Tarihsel Bir Bakış Bir Tarihçinin Samimi Girişi Geçmişi anlamadan, günümüzü tam olarak kavrayamayız. Bazen, basit gibi görünen bir kavramın, tarihi süreçlerle nasıl şekillendiğini anlamak, bizi sadece geçmişin derinliklerine götürmekle kalmaz, aynı zamanda bugün içinde yaşadığımız dünyayı daha iyi anlamamıza da yardımcı olur. “Kalibre” kelimesi de böyle bir kavramdır; ilk bakışta sadece bir teknik terim gibi görünebilir. Ancak bu kelime, yüzyıllar boyunca evrilen bir anlam taşıyor ve bizlere insanlık tarihindeki çeşitli kırılma noktalarını, toplumsal dönüşümleri ve teknolojik ilerlemeleri düşündürtebilir. Bu yazıda, kalibranın tarihsel sürecini inceleyecek ve bu kavramın, silah teknolojisinden toplumsal değişimlere nasıl bağlandığını keşfedeceğiz. Kalibranın Tarihsel…
Yorum BırakGüdmek Ne Demek? Felsefi Bir Bakış Açısıyla Etik, Epistemoloji ve Ontoloji Perspektiflerinden İnceleme Filozofun Bakışı: Güdüm ve İnsanın İçsel Yolculuğu Felsefeye başladığımızda, kavramları sadece dildeki anlamlarıyla değil, onların derin yapıları ve varlıkla olan ilişkileri üzerinden de anlamaya çalışırız. Bir kavramın bizde uyandırdığı etkiyi, sadece kelime anlamından bağımsız olarak, varoluşumuzla olan bağını sorgularız. Bu yazıda, dilimizde sıklıkla karşılaştığımız ve üzerinde düşünülmesi gereken bir kelime olan “güdmek” üzerine derin bir felsefi inceleme yapacağız. Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre “güdümek”, bir kişinin ya da bir şeyin yönlendirilmesi, yönetilmesi anlamına gelir. Ancak, bu basit tanımın ötesinde, güdü kavramı, etik, epistemolojik ve ontolojik boyutlarda önemli…
Yorum Bırak