İçeriğe geç

İsrail deniz suyunu nasıl arıtıyor ?

İsrail Denizi ve Su Arıtma: Hem Komik Hem Ciddi Bir Hikaye

Giriş: Deniz Suuyla Alakalı Bütün Hayallerim…

İzmir’de yaşıyorum, denizle iç içeyim. Gündüz plajda, akşam yediğim midyelerde ve denizin tuzunda hayatımı buluyorum. Ama bir gerçek var ki; deniz suyu bir şekilde arıtılmalı. Neden mi? Çünkü bu kadar tuzlu olmasının bir anlamı olmalı. Hani bir gün denizde yüzeyde “Aa, bak bi tuzluk var!” dediğimizde, bu tuzluğu suya dönüştürebilmek, başka bir şey! İşte buradan yola çıkarak, İsrail’in deniz suyunu nasıl arıttığını öğrenmeye karar verdim. Bu yazı, kendi kafamın içindeki o sürekli eğlenceli ama bir o kadar da derin sorulara cevaben yazılacak. Hem mizahi hem bilgi dolu bir keşif olacak!

Israil Su Arıtma: Kendi Kendiyle Barışık Bir Ülke

İsrail deyince aklıma hemen bir deniz ve bunun çok tuzlu olması geliyor. Ama İsrail’de deniz var, ama tatlı suyun eksikliğinden dem vuruluyor. “Ne yapıyorlar peki?” diye düşündüm. Bunu öğrenince, aslında sadece bir arıtma teknolojisi değil, aynı zamanda cesaretle yoğrulmuş bir stratejiyi de keşfettim.

İsrail’in deniz suyunu nasıl arıttığını anlatmadan önce, sadece şunu söyleyeyim: İsrail, bu konuda adeta bir “su sihirbazı” gibi! “Hadi canım, nasıl yani?” dediğinizi duyar gibiyim ama hemen anlatayım.

Teknik Olarak Neler Yapıyorlar?

Su arıtma işinde İsrail’in en büyük başarısı, ters ozmoz teknolojisini kullanmak. Bunu basitçe anlatacak olursam, deniz suyunu büyük basınçla geçirip, içindeki tuzları ayıran bir sistem bu. Ve sonuçta damacanada gördüğünüz o “arıtılmış su” denizden çıkmış oluyor. “Peki, bu kadar tuzlu bir suyu nasıl içilebilir hâle getiriyorlar?” diye sorabilirsiniz. İşte bu noktada sihir devreye giriyor: özel membranlar, filtreler, basınçlar… Ve sonunda içilebilir su elde ediyorsunuz.

Evet, öyle ciddi bir teknoloji. Benim gibi tuhaf espriler yaparken, birileri deniz suyunu içilebilir hâle getiriyor. Kafamda hemen şunu canlandırdım: Benim bu kadar ciddiyetle düşündüğüm meseleye karşılık, bu mühendislerin bence “Biraz şunu da ekleyelim, belki su içilmez olur ama eğlenceli olur!” tarzında şaka yapması lazım!

Bir Anlık Durum Analizi: Suyun Arıtılma Süreci ve Benim Kafamda Film Sahnesi

Bir gün arkadaşım Serkan’la deniz kenarındayız. Hava harika. Denizin tuzu ve rüzgarın etkisiyle saçlarım darmadağın olmuş, ama bunun farkında bile değilim. “Serkan,” dedim, “Biliyor musun, İsrail deniz suyunu arıtıyormuş. Sadece filtreyle, bu kadar. Bunu düşünmeme engel olamıyorum.”

Serkan gayet rahat bir şekilde cevap veriyor, “Eee, ne var ki bunda, deniz zaten su. Tuza karşı insanlık ne yaptı, evrimleşip tatlı su mu buldu?”

Bu diyalog da bana şunu düşündürdü: “Ya, bir dakika… Biz de evrimleştik ama teknolojiyi de kullanmamız gerekmez mi? Sonuçta, her şey evrimleşmiyor. Yani bugüne kadar çözemedikse, belki biraz yardım gerekebilir.”

Biraz fazla kafa patlatmış olabilirim, ama durumu anlamak lazım: İsrail’in arıtma işlemi aslında modern teknolojinin geldiği noktada bir mucize. Bu kadar basit mi?

İsrail’in Su Politikaları: Hem Duygusal Hem Pratik

Bir ara bir arkadaşım bana sordu: “Bu kadar tuzlu suyu ne yapıyorsunuz, içebiliyor musunuz?” Dedim: “Tuzlu suyu içmemek bir yana, tuzlu karamel tatlısı bile seviyorum. Neden içmiyorum ki?” Ama İsrail, tuzlu deniz suyunu içilebilir hâle getirmeyi sadece pratik bir iş olarak görmüyor. Aynı zamanda ülkede yaşayan her birey için bir güvenlik meselesi haline gelmiş.

Su, orada sadece bir kaynak değil, sürdürülebilirlik meselesi. Hatta bazen dalga geçiyorum, “Yani İsrail gibi akıllı bir ülke var ama bu kadar yıllık tatil planlarını yazan ben… Neyse, kafamda takılan sorularda ciddi bir ilerleme kaydedemiyorum.”

Ancak, her şeyden önce şunu kabul etmemiz lazım: İsrail, çevreyi ve sürdürülebilirliği ciddiye alıyor. Arıtma işlemleri de sadece bir başlangıç. Bu adamlar “suyu bulmak” yerine “bulduğumuz suyu harcamamak” işine odaklanmışlar. Evet, bizim “çok su içeyim de boyum uzasın” şeklindeki ergen hayallerimize hiç de benzemeyen bir hedefleri var.

Sonuçta, Ben Ne Düşünüyorum?

Deniz suyunu nasıl arıtıyorlar diye merak ettim ve öğrendim ki, her şey bilimsel akıl ve teknikle yapılabiliyor. Ama arıtmada bile bazen küçük, insanın kafasında büyük yer tutan sorular olabiliyor. İsrail’in yaptığı su arıtma işi, bana kendimi her zaman düşündüren o minik soruyu hatırlatıyor: “Görünmeyeni görmek” mi, yoksa “Görünenden memnun kalmak” mı?

Benim en çok sevdiğim şey, her şeyi biraz eğlenceli ve ironik bir şekilde düşünmeyi başarmam. Ama su meselesi ciddiye alındığında, onun ne kadar önemli olduğunu görmek için bu kadar derin düşünmeye gerek yok. Belki deniz suyunu arıtmanın tek sırrı, biraz da bizim yaşam tarzımızda gizli.

Ve işte, böylelikle benim içsel monologum bitmiş oldu. İsrail’in deniz suyunu nasıl arıttığına dair öğrendiklerimi paylaştım. Umarım, siz de bu yazıyı okurken en az benim kadar eğlenmişsinizdir. Gerçekten çok fazla tuzlu suya takılmaya gerek yok; sadece biraz teknoloji ve akıl, her şeyi çözebiliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
grandoperabettulipbetgiris.org