Kalıç Girls Ne? Felsefi Bir Bakış Felsefe, insan deneyimini derinlemesine anlamaya çalışan bir disiplindir. Her kavram, her fenomen, varlığımızın daha derin katmanlarına ışık tutmak için bir fırsattır. Peki, “Kalıç Girls” nedir? Bu kavram, gözlerimizin önüne ne tür bir dünyayı getiriyor? Sadece bir kültürel fenomen mi, yoksa daha derin bir ontolojik, etik ve epistemolojik sorunsal mı? Bu yazı, Kalıç Girls kavramını bir felsefi bakış açısıyla ele alacak ve bu kavramın insanlık durumuna dair ne tür sorular ortaya koyduğunu keşfedecektir. Etik Perspektiften Kalıç Girls Etik, doğru ve yanlış arasındaki sınırları, değerleri ve toplumsal normları inceler. Kalıç Girls, ilk bakışta bir grup insan…
10 YorumEtiket: bir
Kaligrafi Kalemi Ne Demek? Edebiyat Perspektifinden Bir İnceleme Kelimenin Gücü: Yazı, İfade ve Anlatının Dönüştürücü Etkisi Bir edebiyatçı olarak, kelimeler bana her zaman büyülü birer araç gibi gelir. Yazının gücü, sadece fikirleri aktarmakla kalmaz, aynı zamanda dünyayı dönüştüren, insanları dönüştüren bir potansiyele sahiptir. Her harf, bir düşüncenin, bir duygunun, bir dünyanın taşıyıcısıdır. Edebiyatın derinliklerine daldığınızda, her cümlede bir iz bırakmanın, her kelimede bir dünyayı yaratmanın sırlarını keşfederiz. İşte tam bu noktada kaligrafi kalemi devreye girer: yalnızca yazının biçimini değil, aynı zamanda kelimenin ruhunu da şekillendirir. Kaligrafi kalemi, kelimeleri estetik bir şekilde kağıda dökerken, aynı zamanda yazının dönüşüm gücünü de barındırır.…
8 YorumPişkin Pişkin Konuşmak Ne Demek? Bir Mizahi İnceleme! Hadi durun, durun! Biraz durun, çünkü hepimiz “Pişkin pişkin konuşmak” tabirini bir şekilde duyduk ama ne olduğunu pek de sorgulamadan geçtik değil mi? İşte şimdi, gelin birlikte bu deyimi tam anlamıyla çözelim. Hadi bakalım, belki de bugüne kadar birilerine “Pişkin pişkin konuşma!” dediğinizde, aslında ne kadar yerinde bir tespit yaptığınızı keşfedeceksiniz. 😏 Pişkin Pişkin Konuşmak: Şu Anlama Geliyor! Hadi önce baştan başlayalım: “Pişkin pişkin konuşmak” ne demek? Kısacası, bir kişinin durumu oldukça rahat ve umursamaz bir şekilde, bir de üstüne yüzü hiç asılmadan ya da en ufak bir utanma duygusu yaşamadan konuşması…
8 YorumZan Nedir? Çeşitleri Nelerdir? Zan, insan zihninin kesin bilgiye ulaşamadan, sınırlı delillerle bir konuda kanaat oluşturma durumudur. Arapça kökenli bu kelime, “sanma”, “kuşku”, “şüphe” gibi anlamlara gelir. Felsefi, dini ve günlük dilde farklı bağlamlarda kullanılan zan, insan düşüncesinin belirsizliğini ve sınırlılığını yansıtan önemli bir kavramdır. Zan’ın Felsefi Tanımı Felsefede zan, kesin bilgiye ulaşamadan, sınırlı delillerle bir konuda kanaat oluşturma durumudur. Bu tanımda zan, bilgiye ulaşma çabasında insanın karşılaştığı sınırlılıkları ve belirsizlikleri ifade eder. Mantık, felsefe, kelâm ve usûl-i fıkıh gibi alanlarda zan, “tercihe yakın olan (râcih), ancak aksi de mümkün görülen kanaat” şeklinde tanımlanır. Bu, zan ile ilim arasındaki farkı…
4 YorumGüncellemeleri Nerede Bulabilirim? Antropolojik Bir Bakışla Yenilenmenin İzinde Giriş: Meraklı Bir Antropoloğun Gözünden Dijital Ritüeller İnsanoğlu her zaman değişimin peşinde olmuştur. Bir antropolog olarak, bana “Güncellemeleri nerede bulabilirim?” diye sorduğunuzda, aklıma yalnızca bir telefon ya da bilgisayar ekranı değil, insan kültürünün güncellenme biçimleri gelir. Dijital çağda “güncelleme” sadece bir teknoloji terimi değildir; bu, modern insanın kendini yenileme ritüelidir. Antropolojik açıdan baktığımızda, güncellemeleri yalnızca “ayarlar” menüsünde değil, kültürün ritüellerinde, sembollerinde ve kimlik dönüşümlerinde buluruz. Her toplum, kendi “versiyonunu” üretir — kimi dansla, kimi dua ile, kimi bir yazılım butonuna dokunarak. — Güncellemelerin Kökeni: Kültürel Yenilenme Arayışı Antropoloji bize gösterir ki, insan…
8 YorumKarun Nasıl Helak Oldu? Güç, Adalet ve Toplumsal Denge Üzerine Bir Yüzleşme “Zenginlik gerçekten bir güç müdür, yoksa insanı kendi sonuna götüren bir yanılsama mı?” Bu soruyu sormanın zamanı geldi. Karun’un hikâyesi sadece bir bireyin kibriyle değil, toplumun adalet anlayışıyla, güç ilişkileriyle ve çeşitlilik içindeki rollerle de ilgilidir. Bugün bu kadim kıssayı sadece tarihsel bir olay olarak değil, toplumsal cinsiyet, sosyal adalet ve kolektif sorumluluk merceğinden yeniden okuyalım. Belki de Karun’un çöküşü, bizim geleceğimizi yeniden inşa etmemiz için bir pusuladır. Kıssanın Temeli: Servet, Kibir ve Çöküş Karun, Tevrat ve Kur’an’da adı geçen zenginliğiyle meşhur bir figürdür. Musa peygamberin kavminden olan…
8 YorumKartepe’ye Teleferikle Çıkılır mı? Küresel ve Yerel Bakışlarla Zirveye Yolculuk Bazı sorular vardır ki ilk bakışta basit görünür ama derininde kültürden teknolojiye, yerelden küresele kadar uzanan geniş bir anlam yelpazesi taşır. “Kartepe’ye teleferikle çıkılır mı?” sorusu da onlardan biri. Cevabı yalnızca bir “evet” ya da “hayır” değildir; çünkü bu sorunun arkasında ulaşım teknolojilerinin gelişimi, doğayla kurulan ilişkinin biçimi ve toplumların zirveye çıkışa yüklediği anlamlar gizlidir. Gelin bu konuyu birlikte düşünelim; hem dünyaya tepeden bakalım, hem de Kartepe’nin yollarında yürüyelim. 🌍🚡 Küresel Perspektif: Zirveye Ulaşmanın Evrensel Yolu Teleferik, dünyanın dört bir yanında yalnızca bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda bir “deneyim”…
8 YorumPlatonik Aşık Olan Erkek Nasıl Davranır? Felsefi Bir İnceleme Platonik aşk, insan ruhunun derinliklerine inen bir duygudur. Sadece arzulanan bir kişiyle fiziksel bir birliktelik değil, daha çok saf ve yüce bir bağ arzusudur. Platon, bu tür aşkı “bedenin arzusunun ötesine geçen, ruhun güzelliğe duyduğu bir sevda” olarak tanımlar. Peki, platonik aşık olan bir erkek nasıl davranır? Onun içsel dünyasında neler döner? Bu yazı, platonik aşkı felsefi bir bakış açısıyla ele alarak, etik, epistemolojik ve ontolojik perspektiflerden bu soruyu derinlemesine tartışmayı amaçlamaktadır. Etik Perspektif: Platonik Aşk ve İnsanın Duygusal Sorumluluğu Etik, doğru ve yanlış arasındaki farkları, bireylerin birbirlerine karşı sorumluluklarını sorgular.…
8 YorumGeleceğe Merakla: “Karga hangi kokuyu sevmez?” sorusunu birlikte kuralım Bir sonbahar sabahı, apartman avlusunda iki karganın sessiz bir pazarlığına şahit oldum: biri yerdeki atığı incelerken diğeri tetikte bekliyordu. Aklımda tek bir soru belirdi: Karga hangi kokuyu sevmez? Bu yazıda, geleceğin şehirlerinde kokunun—etik, çevreci ve bilimsel yöntemlerle—kargalarla uyumlu yaşamı nasıl şekillendirebileceğini konuşalım. Not: Toplumsal kalıpları güçlendirmemek için farklı bakış açılarını cinsiyete bağlamadan, hem stratejik–analitik hem de insan–toplum odaklı perspektifler olarak ele alacağım. Tek bir “sihirli koku” olmayabilir; koşullara, yoğunluğa ve öğrenmeye bağlı, uyarlanabilir bir koku stratejisi gerekir. Kokunun Bilimi: Kargalar kokuyu nasıl kullanır? Kargalar (Corvus spp.) zeki, öğrenmeye açık ve esnek…
8 Yorum